8 Nisan 2009 Çarşamba

Maçur

Bir beşinci sınıf akşamında
gibiyim. Bir çocuk
ne hissediyorsa aşkla ilintili
evet, onu hissediyorum.
Utanıyorum artık
içimdeki çocuktan.

Büyümüş olmalıyım.

Kazanmam gereken bir yarış
önüne geçmem gereken bir rakib(e)
kanıtlarını sunmam gereken
bir entellektüel hafıza;
okuduğum kitaplar, izlediğim filmler,
biriktirdiğim parça parça hayatlar.
Kalmadı. Elimde patladı
hepsi.

Zira yetmiyor artık bilgim, birikimim
kendimi hararetle savunmama:
Aksine karşı
meydan savaşları veremiyor hafızam
aynanın karşında.

'Sır'rım yoğunlaştı.
Çok keskin artık yansımamın çizgileri.

Ama hala
bir çocuk parkında, bir salıncakta
büyülenmiş gibi kötü cadının lanetiyle
gidip geliyorum
gidip geliyorum
düşüyorum. Kalkıyorum.

Tüm gerçeklik buymuş meğer. Onca yıl
boşuna çözümlemişim kaderi
allahı, dini, ahlakı
boşuna kararlar vermişim.

Bir ses. Terk edilmiş sigara dumanı.
Asla sonuna varılmayacak bir 'tek' gece.
Mutluluk.
Artık kabul edilemez 'diğer' oluşum bedende
Kendi başıma. Yalnız. İsteksiz.
Az. Öz.

Büyümüş olmalıyım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder