10 Mart 2009 Salı

Eksik

Bu gece istanbul'da
herhangi bir evin /içinde çorba içilen
bir denizin ötesinde nasıl da
uzak bir yıldıza devşirildiğini gördüm.

Elim, paslı metal trabzanlarında
çok uzakta bir balkonun, bu gece
bir köprünün neme lazım
olduğunu anladım:
Küle dönmüş bir ahşap evin hayaleti
parke taşların üzerinde tıngırdarken
bu uzaktan, diğer uzağa
birkaç korkak adımla geçivermek.

Bu gece İstanbul'da
ihtivası bol baharatlı, can yakan
eski bir fotoğraf görmek demekti
dört ayaklı bir deniz anasının
tuhaf yüzüşündeki mutluluk.

Herhangi bir yerde çaresiz olabiliyor insan;
bir evde, bir omuzda, bir şehirde
altı başka, üstü başka akan bir denizde.
Yıldızlarda hazır kremalı tavuk çorbası
içmek tesellidir, halk ekmeği banarak.

Bu gece İstanbul'da,
varlığını gizlemeye çalışan
şeffaf bir deniz anasında,
ben,
bir ayak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder