14 Mart 2009 Cumartesi

İlk

(I)

Hiçbir şey beklemez hayatta seni.
Ne zaman, ne yalnızlığın.
Karşında tanımadığın, kısacık bir geçmiş gördüğünde
yanılacaksın, panikten
ve tekrar aynı hataları yapacaksın.

Ah ellerim, güzel ellerim
beş para etmez saflığınız.
Devir orospuluk devridir
kaldınız sınıfta, en son siz ağladınız
kısa ve adi geçmişinize
boşalmış, karalanmış sıralarda.

“Varlığın kimin için anlam ifade ediyor (idiyse)
boş ver, unut gitsin” dedi (gelen bahar)

Belki de bu yüzden gittin.

(II)

Bazen hayalin geliyor gözlerimin
önüne, canlı gibi.
Yürüyor bazen, duruyor, konuşuyor.
Bilmediğim yerlerin çıkmaz yollarını anlatıyor.
Bazen de elimi tutup su bulmaya götürüyor.

Şarkı söyleyelim demiştin ya beraber
oturup çimlere, Odtü’de, beşinci yurdun önünde.
Aslında ben sadece, gözlerin hep böyle
karanlık kalmayacak diye sevinmiştim.

Bilemem ben, cahilim
işim gücüm aşk;
karanlığın bilgelik getirebileceğini
veya sana öyle geldiğini.

“Yapraklarım vardı” dedin, yolmuşlar
çıplak kalmışsın.
Çirkin çıplaklığını karanlığa yedirmeye uğraşmışsın.
Bilmez miyim, ben de kendime bunu yol edinmiştim.
Söyleyebilir miyim hiç?

Belki de bu yüzden gittin.

(Ama koyamadım işte kalbimi bir türlü
şeffaf, camdan bir kavanoza.)

(III)

Yardımın gerek, bilmiyorsun.
Zaman önümden kaçıp gidiyor,
yalnızlık dimdik, öylece dururken.

Ama yoksun işte, yardımın da yok.
Özlüyorum şiirle, aşkla ilgisi olmasa da
o ilk öpüşünü, o ilk öpüşümü birini.

Belki de bu yüzden gittin.

(IV)

Yol vardı, uçurum vardı.
Ellerin vardı sonunda.
“Yapma” dedin. “Böyle ölme.
İnsanlar beyinsiz ve körler.
Oysa sen ışıksın, uçuruma düşme.
Aydınlatamasan da benim karanlığımı,
bir yoldur ışık…
Öleyim ben, öleyim! Sen bile aydınlatamadıktan sonra beni
Yolum bitti, öleyim ben.”

(Ne kadar da yalansın be!)

Hem, bilmiyordun ki ben yalnız senin görebildiğin
bir ışıktım.
olsa olsa senin karanlığında ışırdım.

Söneyim ben, söneyim!
Sen göremedikten sonra ışığımı.

(Gitme dedim içimden, bin kere.)

Belki de bu yüzden gittin.

(V)

Vakit, seni düşünme vakti.
Seni düşünmeme vakitleri, vakit değil.

Ne kadar uğraşsam da tersi için
keşke yalnızca içimden
düşseydim üzerine.

Nasıl sinir oluyorum kendime bir bilsen!
Ama ben sana bunu zaten söyledim…

Belki de bu yüzden gittin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder